'Batılıların fetih öncesi ve sonrasında “Altın Boynuz” adını vererek güneşin doyumsuz ışık hareketlerine dikkat çektiği Haliç kıyıları, Doğu ve Batı kültür öğelerinin içiçe geçtiği bir kültür sahasıdır. Eyüp’ün merkezinden Haliç’in bitimine doğru uzanan ve özellikle ilkbaharda bitki örtüsünün zenginliğinden ötürü Osmanlı döneminde “Bahariye” adıyla anılan kıyıda, İstanbul’a özgü zarafet anlayışının bir simgesi yer alır:
Eyüp Bahariye Mevlevihanesi...'
İSTEV ve GİV ortaklığında, Prof. Dr. M. Baha Tanman editörlüğünde hazırlanan kıymetli bir eser: Mevlevi Dünyasında Bahariye Mevlevihanesi
İlim, Sanat, Tarih ve Edebiyat Vakfı 'İSTEV', İstanbul'un tarih boyunca ilim, sanat, tarih ve edebiyat alanlarında ürettiği bütün kültürel değerleri tanıtma konusunda samimi bir gayret içerisindedir. Kendine biçtiği bu misyonla, kurum olarak faaliyet gösterdiği Bahariye Mevlevihanesi'ni bu kitapla tanıtmayı arzu etmiştir.
Kitapta Mevlevihane'yi daha iyi anlayabilmek için, Mevleviliğin geçmişine dair kısa bir girişten sonra, tarikatların ibadet biçimlerinden, belki de en çok tanınan ama içeriği bilinmeyen Sema yani Mevlevi Mukabelesi anlatılmıştır.
Bahariye Mevelevihanesi'nin Beşiktaş'ta başlayan serüveninden ziyade
Eyüp-Bahariye semtinde bulunduğu 19. Yüzyıl sonlarında şehrin manevi hayatına katkıları,yine o dönemde etkin olan diğer mevlevihaneler ve bunların şeyhlerine de değinilerek verilmiştir.Bu açıdan bu eser sadece Bahariye Mevlevihanesi'ni değil, onun içinde bulunduğu dönemi anlamak açısından da yaralı olacaktır.Ayrıca birbirini tamamlayan bir dizi makaleyle Bahariye Mevlevihanesi'nin tarihçesi, hitap ettiği sosyal çevre, mimari özellikleri ve yeniden inşa süreci de tanıtılmaktadır.
http://dunyabizim.com/Manset/16217/bahariye-mevlevihanesi-kullerinden-dogdu.html